Cem AdriaN**Yugoslav Kökenli bir ailenin ikinci çocuğu..
**Fazıl Say’ın Bilkent’te öğretim görevlisi olmasından sonra keşfettiği ve özel istekle Bilkent’e öğrenci olarak aldığı aşmış insan.. Bilkent iktisat binasındaki konserinde “summer time”ı Louis Armstrong da dahil olmak üzere 5 ayrı seste söylemesiyle hayrete düşürtmüş, gelecekte dünya çapında sanatçı olacağından emin olunmasını sağlamış.. 5 ayrı seste söylemesi şovdan öte sesinin bastan sopranoya kadar uzanabildiğini göstermektedir..
**Normal bir insan sesinin ses tellerinin 3 katı uzunluğundaki ses tellerine sahip 7 oktavlık gırtlak sahibi insan…
Biyografi ve daha fazla bilgi için:
www.cemadrian.comBir sanatçıyı tanımanın diğer bir yolu da kendi yazdığı şarkı sözleridir…
SESSİZCE
hala saklı bir yerde o görmediklerin
o bilmediklerin, içimdeki acılar...
hala kaldı bir yerde o hissetmediklerin,
hiç sezmediklerin,
içimdeki aşk...
geçmişi hatırlatır...
hatırlatır bu yağmurlar...
bu yağmurlarda kaybetmiştim seni.
ve karanlığı hatırlatır...
hatırlatır bu rüzgarlar...
bu rüzgarlar alıp gitmişti benden seni.
ve şimdi sokaklar...
sokaklar yalnızlığa çıkar...
yıldızlar gökyüzüne...
gece olunca bişeyler çöker yeryüzüne
soğuk ıssız sessizce...
neden hep pencerede bekleyince daha çabuk gelir sanır o bekleyenler...
neden o kaldırımlarda yüzlerini göremediğim insanlardan biri sanırım seni sen bilmezsin...
bilmezsin nasıl olur insan
nasıl olur aysız gece yalnızken...
üşüdüğünü sanırsın aniden,
ağladığını duyarsın birinin içinde hıçkırarak sessizce..
ellerin... ellerin...
ellerin cennetimdi benim...
gözbebeklerinde kendimi görmek istedim...
istedim bir sabah...
güneş doğarken güneşe gülümsemek,
güneş batarken başımı omzuna dayayıp, kapamak gözlerimi dünyaya...
kapkaranlık bir gecede saçların ellerimde,
ay ışığının ışığı yansırken kirpiklerinden yüzüme...
sabaha kadar yanında uyumak isterdim bir gece...
sessizce...
BANA ÖZEL...bu şehirde bir kadın var, adı bana özel
elleri var küçücük, yüzüyse çiçeklerinden güzel
kimse bilmez benden başka bi kalbi var kocaman ama bana özel
bazen kızar dünyaya ama sadece kendini üzer
göremezler...izin vermese asla üzemezler
çözemezler...onun bir düşü var ki; asla bilemezler
Onu neden sevemezler...
bazen bakar gökyüzüne O, bulutları izler
kuş olup uçmak,kanat çırpmak,o bulutları geçmek ister
yemyeşil çimenlerde sırılsıklam koşmak ister
bu gri şehrin tüm yollarını rengarenk boyamak ister
göremezler...kalbindeki elmasa erişemezler
çözemezler...onun bir düşü var ki asla bilemezler
onu nasıl sevemezler...
bilemezler...
hiç sevemezler...
şimdi O kanatlarını rüzgara açmış, dur diyemezler
yıldızların arasında o kadar parlak ki onu seçemezler
başka sularda o...
şimdi başka rüzgarlar arıyor
başka yollara yürüyor...
başka... başka...